Yeme bozuklukları fiziksel veya psikolojik sağlık sorunlarına yol açan ve sürekli olarak yeme düzeninde görülen bozuklukları içeren bir tanı grubudur.
Zaman zaman psikolojik sebeplere, duygu durumlarına göre tabakların ve öğünlerin şekillenmesi mümkün olabilir. Kişiye yeme bozukluğu tanısı konulabilmesi için başlıca belirtiler şu şekilde sıralanabilir:
Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıktığı görüldüğü için bu dönemde anne ve babaların dikkat etmesi gerekenler:
vakit kaybetmeden çocuk psikiyatristine danışılmalıdır. Yeme bozukluklarının tedavisi her ne kadar uzun soluklu olsa da erken başvurulan vakalarda daha hızlı sürede iyileşme olduğu klinik ortamda görülmektedir.
Yeme bozuklukları kızlarda erkeklerden 10 kat daha fazla görülür.
Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıktığı görülmektedir.
Genellikle stresli bir yaşam olayının ardından ortaya çıktığı görülmektedir. Erken dönemde anne-çocuk arasındaki beslenme ve etkileşim ilerleyen dönemlerde oluşabilecek bir yeme bozukluğu için kritik öneme sahiptir. Kırılgan aile yapıları ve aşırı koruyucu ebeveyn tutumları yeme bozukluğunda en sık karşılaşılan aile profilleridir.
Başlıca yeme bozukluları anoreksiya nevroza, bulimiya nevroza, tıkınırcasına yeme bozukluğudur.
Anoreksiya Nevroza: Aşırı kilo vermeyle karakterizedir. Kişi ideal kilosunun altında olmasına rağmen kilo almaktan korkar. Beden algısı bozulmuştur. Çevresi tarafından kilosunun düşüklüğü hakkında yapılan yorumları inkar eder. Aynadaki yansımasını olduğundan daha zayıf algılar. Hastaların bir kısmı yiyecek alımını ciddi boyutta azaltarak hızlıca kilo kaybeder. Bir kısmı da tıkınırcasına yiyerek ve sonrasında kusarak yine kilo kaybına uğrar.
Bulimiya Nevroza: Yeme bozukluğunun bu tipinde tıpkı anoreksiya nevrozada olduğu gibi kişi yeme kontrolünü kaybederek yeme atakları geçirir. Yaş grubunun yiyebileceğinden çok daha fazla yemek yiyerek sonrasında kendisini kusturur, aşırı egzersiz yapar veya idrar sökücü ilaç kullanır. Burada anoreksiyadan fark; kişinin yaş ve boyuna göre normal kilo aralığında olmasıdır.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Bu bozuklukta kişinin yemek yemesi üzerinde kontrol kaybı hissettiği ve tekrarlayan tıkınırcasına yeme atakları görülmektedir. Bulimiya ve anoreksiyanın aksine bu tipte kusma ya da aşırı egzersiz yoktur. Sonuç olarak bu kişiler aşırı kilolu ya da obez olabilir.
Çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında uzmanlaşmış bir hekim tanı koyar ve tedavi planını hazırlar. İlaç tedavilerinin yanı sıra çocuğa bireysel bilişsel davranışçı terapi, aile için psikoeğitsel destek ve beslenme düzenini takip etmesi açısından bir diyetisyenden destek alması önerilir. Şiddetli vakalarda hayati tehlike vardır ancak doğru zamanda tespit edilip desteğe başlanırsa hastane yatışı olmadan psikoterapi, diyetisyen ve ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir.
18 yaşından küçük çocuklarda aile ilişkilerinin ve dinamiklerinin incelenmesi ve varsa travma öyküsü detaylı olarak alınarak travma odaklı bireysel psikoterapi de işe yaramaktadır.
Yeme bozukluğu oluşumunda en önemli nokta ebeveyn tutumları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle özellikle ergenlik döneminde gencin ayrışmasına ve bağımsızlığına destek olmak, aşırı koruyucu bir tutumla yaklaşmamak, yargılayıcı, aşırı eleştirel ifadelerden kaçınmak gerekmektedir. Yeme bozukluğu sadece beslenme düzeni ile ilişkili olmayıp altyapısında yaşanılan ruhsal problemlerin varlığı söz konusu olduğundan çocukların anlaşıldığını hissetmeleri, oldukları gibi, tüm duygularıyla kabul edildiklerini bilmeleri olası bir yeme bozukluğunu engelleyebilecek yaklaşımlardır.
Yeme bozuklukları her ne kadar fiziksel bir rahatsızlık gibi görünse de ruhsal sorunların eşlik ettiği bir durumdur ve hatta çoğunlukla ruhsal sorunların birincil sonucu olarak ortaya çıkar. Özgüven düşüklüğü ve mükemmeliyetçilik yapılarında daha sık karşılaşılan yeme bozukluklarına anksiyete bozukluğunun eşlik ettiği vaka sayısı oldukça fazladır.
Çocuk ve Ergen Psikiyatri kliniğimizde yeme bozukluğu belirtileri gelen çocuklar/ergenler ve aileleri ile bir muayene sürecine girilmektedir. Muayene ve değerlendirme aşamasında çocuktan ve ailesinden alınan detaylı bilgilerin yanı sıra bir takım ölçek ve testlerin uygulanması da istenebilmektedir. Yeme bozukluğu tanısının ardından psikiyatristimiz gerekli ilaç tedavisine başlayarak tedavi planını çizer. Bu süreçte psikiyatristle beraber çocuğun bir diyetisyen ve pediatrist eşliğinde takip ediliyor olması çok önemlidir. Bu nedenle doktorumuz gerekli kişi ve kurumlara yönlendirmelerini de yapmaktadır. Yeme bozukluğu durumunda ilaç tedavisinin yanı sıra psikoterapi süreci çok etkili olmaktadır. Doktorumuz, çocuğun durumuna göre uzman klinik psikolog kadromuza bireysel terapi için yönlendirmektedir.
Amerikan Psikiyatri Birliği (2001) DSM-IV-TR Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı. Yeniden Gözden Geçirilmiş Baskı. Amerikan Psikiyatri Birliği. Washington DC, 2000’den çeviren E Köroğlu, Hekimler Yayın Birliği, Ankara.
Doksat, N (2014) Anne Babalar İçin Başucu Kitabı Kusursuz Ebeveynlik Mümkün Mü?, Sigma Publishing, İstanbul.
© 2023 Tüm Hakları Saklıdır.