Bireyin konuşmasının kendi yaşına uygun olmayacak biçimde akıcılık ve zamanlama açısından bozulmasıdır.
Kekemeliği olan çocuklarda ses, hece veya tek heceli kelimelerin tekrarı görülmektedir. Bu tekrarların yanı sıra sesleri uzatma, cümle veya bir kelimenin arasında duraklamalar olmaktadır. Çocuk veya ergen, söylemekte zorlandığı kelimeler yerine daha kolaylıkla çıkarabildiği ses ve kelimeleri kullanmayı tercih etmeye başlar. Akıcı konuşamamanın yarattığı gerginlik nedeniyle göz, dudak ve yüz kaslarında gözle görülür şekilde gerginlikler, titremeler oluşmaktadır. Bazen el ve ayaklarda hareketlilik, oturduğu yerden tekrar tekrar kalkıp oturma gibi karmaşık davranışlar da görülebilmektedir.
Kekemeliğe yol açan birçok farklı etmen olabilmektedir. Genetik ve çevresel faktörler ile kişinin karakteristik özelliklerinden kaynaklanan etkenler mevcuttur.
Kekemeliğin tanılamasında klinik gözlem çok önemlidir, konuşmanın akıcılığı ve işlevselliği ne kadar bozduğuna dair yapılan gözlem ve değerlendirme süreci ile tanılama yapılabilmektedir. Kekemelik belirtilerinin gözlendiği bireylerde sıklığı ve şiddetine dair değerlendirme yapılır ve elde edilen veriler doğrultusunda tedavi planı hazırlanır.
Kız çocuklarında görülme oranı erkek çocuklarının iki katıdır, yaş ilerledikçe bu fark üç ya da dört katına kadar çıkar.
2 ile 7 yaş arasında başlangıç gösterir, çoğunlukla 5 yaşta başladığı gözlemlenmiştir.
Kekemeliğin ortaya çıkması için kekemeliğe genetik bir yatkınlığın olması durumu, ani korkutmalar ya da korku tetikleyici unsurlar birer faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Beyin hasarı ile ilişkili olmayan konuşmadaki akıcılık sorunları çocuklukta konuşma ve dil gelişiminin en hızlı olduğu dönem ortaya çıkması halinde gelişimsel kekemelik (idiopatik) ismini alır. Bu durum 2,5 yaşlarında gözlenir.
Gelişimsel tipe göre daha az görülen edinilmiş kekemelik ise konuşma akıcılığı açısından bir sıkıntısı olmayan bireylerde nörolojik ya da psikolojik sebeplerle ortaya çıkar. Edinsel kekemelik inme, kafa travması gibi beyin hasarı temelli olabileceği gibi duygusal bir travma kaynaklı da olabilir.
Okul öncesi dönemde iyileşmenin yüksek oranda gerçekleşmesi nedeniyle dolaylı müdahale yöntemleri kullanılabilir. Çevrenin uygun hale getirilmesi ve aile danışmanlığı bunlardan bazılarıdır. Bu noktada ailelere evde gevşemiş ve telaşsız konuşma ortamları sunması ve çocuğun konuşması aksadığı zaman bunun üzerinde durmaması önerilir. Çocuğa konuşması konusunda baskı yapılmamalı, zorlama gibi tutumlardan kaçınılmalıdır. Dolaylı yaklaşımların yetersiz kalması durumunda ve daha büyük yaş çocuklarda konuşma terapisi uygulanır. Uygulamalar; küçük çocuklarda oyun, daha büyük yaşlarda konuşma yolu ile yapılır. Konuşmanın yeniden düzenlenmesi ses, hece ve sözcükler arasında düzgün geçişler ve hız ayarlaması çalışılarak sağlanır.
Modern psikolojik kuram tanılama modelinde çocuğun normal konuşma akışındaki güçlüklerini ailenin kekemelik olarak tanımlayabildiğini ileri sürer. Bu noktada geçici bir durum söz konusu olabileceğinden ailenin düzgün konuşması ile ilgili çocuğa baskı yapmaması önerilmektedir.
Şarkı söylemek, kitap okumak, tek bir perdeden konuşmak geçici olarak belirtilerin azalmasını sağlayabilir.
Kekemeliğe, ergenlik sonrası dönemde, Sosyal Anksiyete Bozukluğu ve Yaygın Anksiyete Bozukluğu sıklıkla eşlik eder.
Merkezimizde konuşma sorunları ile başvuran çocuk ve ailelerle görüşmeler yapıldıktan sonra konuşma problemlerinin kaynağını keşfetmek için çeşitli konsultasyonlar önerilmektedir. Ek olarak kekemelikten kaynaklanabilecek çeşitli kaygı ve korku durumları da bu süreçte değerlendirilir. Bu süreçte ebeveynlerden ve öğretmenlerden bilgi alarak tedavi sürecine başlanmaktadır. Tedavi sürecinde uzmanlarımız tarafından çocuğun durumuna ve zorlandığı alanlara göre oyun terapisi, bireysel terapi uygulanmakta ve konuşma terapisine yönlendirme yapılmaktadır. Gerekli görüldüğü takdirde ilaç tedavileri uygulanmaktadır.
Nörogelişimsel Bozukluklar, Nahit Motavalli Mukaddes, Eyüp Sabri Ercan, Nobel Tıp Kitabevi (2018)
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yayınları. (2016)
© 2023 Tüm Hakları Saklıdır.