Çocuk ve Ergenlerde Travma

İçindekiler

Travma nedir?

Ruhsal travma kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyen zorlayıcı yaşantılar olarak tanımlanabilir. 

 

Travmanın belirtileri nelerdir?

Travmanın şiddeti kişinin yaşı, travmaya ne kadar maruz kalındığı, mizaç ve sahip olunan ilişkilerin niteliğine göre farklılık göstermektedir. Buradan hareketle aynı travmatik yaşantıya maruz kalan kişilerin travmayı farklı şiddetlerde deneyimleyebileceğini söyleyebiliriz.

 

Travmanın çocuklar üzerindeki etkileri nelerdir?

İnsan beyni anne karnında gelişmeye başlar ve bu gelişim yaş ilerledikçe kademeli olarak devam eder. Henüz gelişim çağında olan beyin travmaya maruz kaldığında çocuğun gelişimi, insanlarla ilişki kurma biçimi ve dünyaya bakışı yetişkinliğe varıncaya kadar etkilenebilmektedir. Yanı sıra gelişim sürecinde olmanın getirdiği esneklik sayesinde çocuklar, travma sonrası doğru yaklaşımlar sergilenmesi halinde (çevrenin düzenlenmesi, aile ilişkileri, psikolojik destek) yetişkinlere kıyasla daha hızlı olumlu sonuçlar verebilmektedir.

Travmatik yaşantı kişinin güven ve güvenlik duygularını tahrip eder, getirdiği çaresizlik hissi ile özgüveni zedeler, utanç ve suçluluk hissedilmesine neden olur. Travmanın çocuklar üzerindeki etkileri birçok farklı faktöre göre değişkenlik göstermekle beraber travma, belirli yaş gruplarında spesifik semptomlar ile kendisini gösterebilmektedir. Örneğin 0-3 yaş arası dönemde beslenme ve uyku bozuklukları, gelişimsel gerilik ve sakinleşememe; 3-6 yaş aralığında zayıf akran ilişkileri, dalıp gitme, gece terörü, dikkatsizlik ve disosiyasyon; ilkokul döneminde uyku ve iştah problemleri, akademik başarısızlık, okula alışamama, kabuslar, zevk alınan aktivitelerden uzaklaşma ve baş ağrısı karın ağrısı gibi psikosomatik belirtiler; ortaokul ve lise dönemlerinde ise ilkokul döneminde oluşan semptomların yanı sıra alkol madde kullanımı, kendine zarar verme davranışları, yeme bozuklukları, klinik depresyon ve intihar düşünceleri şeklinde kendini gösterebilmektedir. Tüm bu semptomların yanı sıra travma kendisini Travma Sonrası Stres Bozukluğu ile de gösterebilmektedir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu uykusuzluk, kabuslar, travmatik anının zihinde sık sık canlanması, kolay irkilme, agresyon, travmayı hatırlatıcı durumlardan ve ortamlardan kaçınma şeklinde semptomlar ile karakterizedir.

 

Travmanın tedavi yöntemleri nedir?

Ruhsal travmalarda tedavinin öncelikli amacı kaybedilen güven, güvenlik duyguları ve bağımsızlığın yeniden kazanılmasını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda ebeveynlerin işbirliği çok önemlidir. Travmanın sağaltımının sağlanmasının ardından yeniden sağlıklı bağ kurma üzerine odaklanılır.  Tedavi, aileye verilecek olan psiko-eğitimin yanı sıra çocuğun yaşına ve mizacına göre oyun terapisinin çeşitli ekollerini, EMDR terapisini ve Travma Odaklı Bilişsel Davranışçı terapiyi içerebilir.

 

Travmaya maruz kalan çocuklarda ebeveynler neler yapabilir?

Travmatik yaşantının tedavisindeki en önemli adım öncelikle çocuğun maruz kaldığı travmayı fark ederek süregiden bir durum ise  sonlanmasını sağlamaktır. Travmaya maruz kalmaya devam edildiği sürece tedavinin başarılı olması mümkün değildir. Ebeveynin çocuğunun travmaya maruz kaldığını anlayabilmesi için çocuğu ile yakın bir ilişki içerisinde olması gerekmektedir. Çocuğu ile yakın bir ilişki içerisinde olmayan ebeveynler çıkan semptomları gözden kaçırabilir ve bunun sonucunda da çocuğun travması gün yüzüne çıkamayabilir. Travmatik yaşantının ortaya çıkmaması yaşantının sürmesine sebep olabilmekle beraber tedavi edilebilme olanağını da engeller. Çocuğun travmatik yaşantıya maruz kaldığını öğrendikten sonra ebeveynlerin, çocuğu yaşantı ile ilgili konuşmak için zorlamaması yanı sıra çocuk paylaşmak isterse her zaman orada olunduğunun bildirilmesi önemlidir. Güvenlik hissinin pekiştirilmesi adına da çocuğun günlük rutininin korunduğu bir yaşam alanı yaratmak gerekmektedir. Travmanın iyileşmesindeki en önemli etkenlerden bir diğeri ise çocuğun ebeveynleri ile sağlıklı bir ilişkiye sahip olmasıdır. Çocuk ile sevildiği, dinlendiği, kendisinin var olmasına alan tanınan ve varlığına saygı duyulan bir ilişki içerisinde bulunmak en önemli iyileştiricilerdendir.

 

Kurumumuzda neler yapıyoruz?

Merkezimizde travmatik bir deneyime maruz kalan çocuklarda değerlendirme süreci ile travmanın çocuktaki etkileri, şiddeti ve varsa eşlik eden psikopatoloji (travma sonrası stres bozukluğu, depresyon vb.) keşfedilir. Gerekli durumlarda psikiyatristimizin değerlendirmesi sonucu çocuğun durumuna uygun ilaç tedavisine başlanabilir. Ancak travmaya maruz kalmış çocuklarda en önemli tedavi adımlarından biri çocuğun baş etme yöntemlerini güçlendirmek ve travmanın çocuğun işlevselliğine olan etkilerini gidermektir. Bu nedenle, duruma ve çocuğa uygun oyun terapisi veya bireysel terapi ile psikoterapi süreci etkili olmaktadır. Kliniğimizde uzman kadromuz, oyun terapisi, bilişsel davranışçı terapi, EMDR gibi ekollerle travma üzerine çalışılmaktadır. Bu süreçte çocuğun veya ergenin travma ile oluşan duygusal zorlanmaları üzerine çalışılmakta, sağaltımı sağlanmakta ve baş etme yöntemlerinin gelişmesi adına müdahaleler yapılmaktadır. Bunların yanı sıra çocuk için güvenli bir ortamın oluşması, çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği konularında da aileler desteklenmektedir.

 

Kaynakça

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği Yayınları, (2016).

DSM-5’i Kolaylaştıran “Klinisyenler için Tanı Rehberi”, James Morrison, Nobel Akademik Yayıncılık (2016)

D’Andrea, W., Ford, J., Stolbach, B., Spinazzola, J., & Van der Kolk, B. A. (2012). Understanding interpersonal trauma in children: why we need a developmentally appropriate trauma diagnosis. American Journal of Orthopsychiatry, 82(2), 187.

Putnam, F. W. (2006). The impact of trauma on child development. Juvenile and Family Court Journal, 57(1), 1-11.

Lindstrom Johnson, S., Elam, K., Rogers, A. A., & Hilley, C. (2018). A meta-analysis of parenting practices and child psychosocial outcomes in trauma-informed parenting interventions after violence exposure. Prevention science, 19(7), 927-938.